Türkçe'de alert

i. tetikte olma, alârm, tehlike işareti
s. uyanık, açıkgöz; tetik, atik
Örnek cümleler
A tsunami is coming so please be on the alert.
Bir tsunami geliyor bu yüzden tetikte olun.




You should be alert to the possible dangers.
Olası tehlikelere karşı uyanık olmalısın.




I feel more alert after drinking a cup of coffee.
Ben bir fincan kahve içtikten sonra daha uyanık hissediyorum.




Every piece of emergency equipment are available Alert rescue units every mile of the way, from here to the Rockies
Tüm acil durum malzemeleri hazır. Buradan Rockies'e kadar her mildeki kurtarma ekiplerini alarma geçirin.




During the night we were on the alert in case of another earthquake.
Gece boyunca yeni bir deprem olasılığına karşı uyanık/hazırlıklı olduk.




- Which of the twins is more ingenious, more alert Or which of them.. has the nobler, more generous heart?
- Answering that...is very difficult.
- Answering that...is very difficult.
- İkizlerden hangisi daha farklı, daha dikkatli veya hangisi daha asil, daha cömert gönüllü?
- Buna cevap vermek oldukça zor...
- Buna cevap vermek oldukça zor...




Drinking coffee may help you stay alert.
Kahve içmek uyanık kalmana yardım edebilir.




Everyone was alert.
Herkes atikti.




Just keep alert.
Sadece tetikte ol.




My son needs to be more alert at school.
Oğlum okulda daha dikkatli olmalı.




Eş anlamlılar
2. aware: wakeful, attentive, vigilant, on the ball, circumspect, wary, heedful
3. caution: alertness, signal, vigilance, alarm, wariness, warning, siren
4. warn: caution, inform, signal